Samsung’tan Türkiye dijital sanat ve NFT teknolojilerine yenilikçi bir hediye: dART
‘Dijital Sanat’ kavramı ortaya nasıl çıktı ve gelişti?
Dijital sanat ya da sayısal sanat, genel anlamda, üretiminde bilgisayarın kullanıldığı, fiziksel olmayan nesnelerin üretilmesiyle gerçekleşen sanat alanı olarak tanımlanabilir. 1960’larda deneysel bir sanat alanı olarak ortaya çıkan bu alan 1990 sonrası bilgisayar kullanımının artması ile yaygınlaşmıştır.
Bilgisayar, sanat üretiminde bir araç ya da ortam olmaktan çıkıp, vazgeçilmez bir ortak yaratıcı olma konumuna gelmiştir. 1990’lı yıllarda dijital resim, dijital baskı gibi alanlar müzelerde yer bulamasa da internet sanatı ve yazılım sanatı gibi alanlar müzelerde yer bulmuştur.
Günümüzde dijital sanatın alt dalları nelerdir?
Dijital tekniklerin sağladığı geniş imkanlar sanatçılar tarafından araç ya da ortam olarak kullanılmıştır. 62 yaşındaki bu genç sanat alanı, yıllar içinde birçok alt dal oluşturmuştur. Bu konuda ilk akla gelen alanları ise şöyle sıralayabiliriz;
● Dijital Boyama
● Fotoğraf Manipülasyonu
● Ses Manipülasyonu
● Dijital Fotoğraf
● Dijital Heykel
● Elektronik Müzik
● Fraktal sanat
● Gif sanatı
● İnteraktif sanat
● İnternet sanatı
● Hareketli grafik sanatı
● Kripto sanat
● Ses görselleştirme sanatı
● Piksel sanatı
● Generative (Üretken) sanat
● Yapay zeka (AI) ve makina öğrenmesi sanatı
● Data (Veri) görselleştirme sanatı
● Yazılım sanatı
Geleneksel sanat ile dijital sanatın farkları nelerdir?
Dijital sanat eseri, dijital olarak kaydedilmiş bir resim verisi, bir hiper-metin (hypertext), bir veritabanı veya bir program olabilir. Geleneksel sanat eserinin aksine, insan tarafından algılanan biçimiyle sanat objesi aynı şey değildir. Temel biçim, teknik bir ortam yoluyla insan tarafından görülür/duyulur/hissedilir hale getirilir. Bu ‘yeniden sunum’un biçimi sanat eseriyle değil, onu insana ileten teknik ortamla bağlantılıdır.
Dijital sanatın üretilmesinden sonraki evreler
Yani dijital sanatın üretim süreci sonrasında, sergileme sürecinde de dijital bir ortama ya da araca ihtiyaç duymaktadır. Dijital sanatlar ilk kez varolduğunda birçok tartışmaya yol açan bu konu bugün dünyaca ünlü müzeler ve galeriler tarafında gururla saklanan ve sergilenen eserlere dönüşmüştür.
Benim de eserlerini çok beğendiğim isimlerden Harold Cohan bu sürecin en önemli isimlerinden biridir diyebiliriz. Dijital alandaki sanat üretimleri ile 1960’larda kendinden söz ettirmiş Harold Cohen’in eserleri günümüzde Londra’daki Tate Müzesinde saklanmaktadır.